Kural ve Koşullar TNT Turkey
Disiplin hazırlık soruşturması disiplin subayı tarafından en kısa zamanda yapılır. İhbarı yapan âmir tarafından yapılan soruşturma yeter görülürse bu, disiplin hazırlık soruşturması yerine geçer (m.14). Özel tekerrürün uygulanabilmesi için, aynı konuda daha önce alınan cezanın sicilden silinme süresi içinde tekrar işlenmesi gerekmektedir. Disiplin cezalarının sicilden silinme süreleri ise, 657 SK’nun 133. Buna göre, uyarma ve kınama cezalarının uygulanmasından itibaren 5 sene, aylıktan kesme ve kademe ilerlemesinin durdurulması cezası bakımından 10 sene geçtikten sonra yetkili amire başvurularak, verilmiş olan cezaların sicil dosyasından silinmesi istenebilecektir. Memurun belirtilen süre içindeki davranışları bu isteğini haklı kılacak nitelikte görülürse (kademe ilerlemesinin durdurulması cezasında yetkili disiplin kurulunun da görüşü alınarak), isteğinin yerine getirilmesine karar verilecek ve bu karar memurun sicil dosyasına konulacaktır. Devlet memurluğundan çıkarma cezasında ise cezanın sicilden silinmesi kabul edilmemiştir. Tekerrürün uygulanabilmesi için, işlenen yeni fiilin anılan süreler içinde olup olmamasına bakılacaktır. Söz konusu sürelerin geçmesine rağmen yetkili amirin disiplin cezasının silinmesi isteğini kabul etmemesi tekerrür bakımından önem taşımayacaktır\. Ücretsiz dönüşlerle favori marsbahis oyunlarını riske atmadan oyna. mostbet\. Yani sürelerin salt geçmiş olması tekerrür uygulamasını engellemek bakımından yeterli olacaktır[402]. Asker kişiler hakkında uygulanan disiplin cezaları, eylemlerin niteliğine göre “disiplin suçları” ve “disiplin tecavüzleri” olarak ikiye ayrılmaktadır.[722] Askeri kişilerin işledikleri disiplin tecavüzleri nedeniyle askeri amir tarafından 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu 171.
- Şikâyete konu yayın ve eylem üzerinden kırk beş gün geçmişse, inceleme dışında bırakılır.
- AYİM bir çok kararında; idari uyarı yazılarının, uyarı cezası olarak kayıtlara geçirilmesini,[895] yine ceza verildiğine dair hiçbir kayıt bulunmamasına rağmen kayıtlarda görünen cezaları, sebep unsuru yönünden yok hükmünde saymaktadır[896].
Maddesindeki düzenlemenin doğrudan uygulanabilir, emredici bir hüküm olmadığı, yasama organına izin veren bir hüküm olduğu, norm çatışmasının Anayasa- Sözleşme çatışması değil, yasa – sözleşme çatışması olduğu[567], oda hapsi cezası verilip verilemeyeceği ile ilgili olarak AİHS’nin 5. Maddesinin doğrudan uygulanması gerektiği kanaatini taşımaktayız. Daha önceki bölümlerde ayrıntılı biçimde değinildiği üzere doktrinde AİHS’nin iç hukuktaki yeri konusunda fikir birliği yoktur. Ancak, yorum kuralları olarak ve yardımcı bir norm şeklinde yargı kararlarında değerlendirilmesi elbette mümkündür. Rütbenin geri alınması cezası askeri mahkemelerce hükmedilebilecek bir “feri ceza” olduğu gibi, aynı zamanda AsCK’nun 171. Maddesine bağlı EK-1 cetvelde belirtildiği üzere general/amiraller ve Milli Savunma Bakanı tarafından sadece erbaşlara verilebilen bir disiplin cezasıdır. Bu ceza, cezalının rütbesinin kıt’ası huzurunda sökülmesi suretiyle yerine getirilir. Yaklaşık 50 yıl öncesinde ve o günün değer yargıları ve maddi koşulları gözetilerek verilen bu karar, kanaatimizce günümüzün değer yargılarıyla örtüşmemektedir. 21 gün boyunca sadece ekmek ve su ile beslenmek belli aralıklarla normal öğün verilse dahi) kişinin sağlıklı yaşama hakkının ihlali olduğu gibi, aç bırakma çağımızın ceza yöntemleri arasında kabul edilemez. Katıksız hapis cezası niteliği itibariyle insan onuruna bağdaşmayan eziyet verici bir cezadır.
Askeri mahal dışında kumar oynanması halinde de suç oluşur[159]. Kişisel veri veya özel nitelikli kişisel veri tanımına uygun bilgilerinizi Kulaçoğlu Hukuk Bürosu (Veri Sorumlusu) olarak bizimle paylaşmanız durumunda, onay kutucuğunu işaretleyerek bu verilerinizin işlenmesi için açık rıza verdiğinizi belirtmek isteriz. Müşterilerimizin güvenliği bizim için özel öneme sahip olup, tüm kişisel verileriniz tüm idari ve teknik tedbirler alınarak en güvenilir seviyede internet sitemizde korunmaktadır. Bu internet sitesinde yer alan tüm bilgiler ve logoya ilişkin tüm fikri mülkiyet hakları Kulaçoğlu Hukuk Bürosu’na aittir. Sonuç olarak, yapılan eleştiriler doğrultusunda yeni bir kanuni düzenleme ile yoksulluk nafakasının hakkaniyete uygun hale getirilmesi mümkündür. Bu sebeple süresiz nafakanın doğurduğu sosyal sorunların kanun koyucu tarafından ele alınması gerektiği kanaatindeyiz.
Buna göre; evlilik süresi, müşterek çocuk olup olmadığı, tarafların yaşı, çalışma güçleri, eğitim durumları ve ekonomik durumları gibi ölçütler göz önüne alınmalıdır. Ayrıca nafaka süresinin yoksulluğa düşecek tarafın yeniden bir hayat kurmasına yetecek uzunlukta olması yerinde olacaktır. Bu sürede nafaka alacaklısı çalışmaya sevk edilmeli ve kendi ayakları üzerinde durmasına imkân sağlanmalıdır. Süresiz nafaka, aynı zamanda nafaka alacaklısının çalışma hayatından çekilmesine veya kayıt dışı çalışmasına neden olmaktadır. Bu durum ekonomi ve sosyal hayata da olumsuz etki etmektedir.
Maddeye dayanarak başvuruda bulunabileceği bağımsız ulusal bir otoritenin olmadığından bahisle yapılan müracaatlarda ise; 13 üncü maddenin sadece Sözleşme açısından “savunulabilir” olan şikâyetler bağlamında bir iç hukuk yolu gerektirdiğini belirtmiş ve Sözleşmeye göre savunulabilir bir hak bulunmadığından 13 . Maddenin ihlal edilmediğine karar vermiştir [737]. Bunun cevabı, yasal düzenlemelerin belli bir idari işlem için öngördüğü hukuki rejim yerine, yöntem saptırması teşkil etsin etmesin, kanunen caiz olmayan başka bir usule başvurmanın başlı başına bir hukuka aykırılık oluşturacağı olmak gerektir. Esasen idare başvurması yasak olan bir yolla, işlemi yasal olmayan bir sürece tâbi kılmakta; böylece bir bakıma kılık değiştirmiş cezaî işlem yapma yasağı ihlalinden dolayı işlemi bütünü itibariyle ve baştan sakatlanmaktadır. Zira, kanunun öngördüğünden ayrı ve denetime kapalı bir hukukî zemine oturtmakla işleme farklı bir mahiyet kazandırmaya imkan yoktur. AYİM’nin ilk özelliği taşıyan bu kararından sonra, YAŞ kararlarını “yokluk teorisi” ile sınırlı olarak denetlemiş ve disiplinsizlik ve ahlaki durumları sebebiyle ayırma işlemi uygulanan personel hakkındaki YAŞ kararlarının yok hükmünde olduğuna karar vermiş ve bu astsubayların sağlık nedeniyle emekli edilmelerini sağlamıştır[708]. AYİM istikrarlı bir şekilde YAŞ kararlarının yargı denetimine kapalı olduğunu ancak yok hükmünde olup olmadıkları açışından denetime tabi tutulabileceğini kararlarında belirtmektedir[709]. Genel idari yargıda olduğu gibi AYİM’in yargı yetkisi de idari işlem ve eylemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır; yerindelik denetimi yapılamaz. AYİM tarafından idari işlem ve eylem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı verilmesi mümkün değildir(m.21/2). Mahkeme, bu kararıyla, özel görev ve sorumluluklar gerektiren askeri konularda 10. Maddenin ikinci paragrafında öngörülen takdir sahasının, devletlerin lehine yorumlanması gerektiğini belirtmiştir. Böylece, davacı askerlerin düşünceyi açıklama özgürlüklerinden yoksun bırakılması gibi bir sorun bulunmadığı, verilen cezanın sadece askerlere tanınan özgürlüğün kötüye kullanılması sonucunda meydana geldiği ve bunun da 10.maddenin ihlali anlamına gelmediği sonucuna varmıştır[637].
AsCK’nun 150/1-C maddesinde[66], askeri elbise ile halk nazarında mayup[67] görülen kimselere bilerek refakat eden askeri şahısların bir aydan altı aya kadar cezalandırılacakları düzenlenmiştir. Fıkrasında ise, mayup kimselere bilerek refakatin az vahim halinde kısa hapis cezası verileceği belirtilmiştir. Böylece fiilin az vahim hali askeri kabahat niteliğini korumaktadır. Askeri disiplinin gelişiminde kendiliğinden, resmi formaliteye dayanmadan oluşan mekanizmalar da yer almaktadır. Askerlerin savaşıp savaşmayacakları ve nasıl savaşacakları en başta hiyerarşik olmayan arkadaşlık ilişkilerine bağlıdır. Bu ilişkiler tek tek askerlere, özellikle muharebenin koşulları altında ortaya çıkabilecek aşırı zorluklar karşısında, hiçbir eğitim ve talim programının ve tepeden gelme hiçbir emir ve komutanın sağlayamayacağı destek ve kuvveti verir. Ancak arkadaş grupları sadece dayanışma ve karşılıklı desteğe dayalı bir sığınma ve himaye kolektifi değil; aynı zamanda, kimileyin acımasız olabilen kural ihlallerinin de ortamıdır[12]. Askerleri disiplin altına almanın bütün ordularda yerine getirmesi istenen işlevlerden biri de, askeri hizmetin teknik yanıyla ilintilidir. Askerler gerek silahları ve silah sistemlerini, gerekse de nakliye ve iletişim araçlarını en güç koşullar altında kullanmayı öğrenmek zorundadır. Savaşın sevk ve idaresinin teknolojikleşmesiyle, işlev disiplini de gittikçe daha çok önem kazanmaktadır. Artık sanayi çağına gelindiğinde ordular uzmanlık yeteneklerini çoğu zaman zahmetli özel eğitimlerle elde eden çeşitli teknik uzmanlara gittikçe daha çok ihtiyaç duyar olmuşlardır. Bu kimselerden ”körü körüne itaat” yerine operasyona yönelik talimatlar doğrultusunda yetkin ve bağımsız davranma becerisi talep edilmektedir[11].
Bu nedenle Anayasanın herhangi bir kuralının başka bir kuralına aykırı sayılarak uygulama dışı ve etkisiz bırakılması düşünülemez. Oda hapsi disiplin cezasının kişi özgürlüğünü sınırlayan bir ceza olması nedeniyle, sözleşmenin 5. Maddesinde sayılan haller ve usuller kapsamında sayılabilecek bir sınırlama olup olmadığı açıklığa kavuşturulmalıdır. Mahkeme’ye göre üç dört günlük hafif göz hapsi, özgürlükten yoksun bırakma oluşturmaz; çünkü bu cezayı alanların mesai saatleri dışında askeri binalarda kalma zorunlulukları varsa da, bu kişiler kilit altında tutulmamakta ve görevlerini yapmaya devam etmektedirler. Bu kişiler az veya çok askeri yaşamın olağan sistemi içinde kalmaya devam etmektedirler. Yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler ve yargı kararları çerçevesinde, Disiplin Mahkemelerince verilen oda ve göz hapsi cezaları; idari nitelikte olmayan, yargı organınca yargısal faaliyet sonucu verilen ve kişinin fiziki özgürlüğünün sınırlanması sonucunu doğuran yargısal kararlar olarak tanımlanabilir. Yukarıdaki düzenlemelerden de görüleceği üzere, Disiplin Mahkemelerince verilen oda hapsi cezasının infaz şekli, bireyin bedeninin bir yere kapatılması sonucunu doğurduğundan kişi hürriyetini sınırlar niteliktedir. Göz hapsi cezası daha geniş hareket serbestisi bulunmakla birlikte AsCK’nun 21. Maddesinde kişi özgürlüğünü sınırlayan bir ceza olarak kabul edilmiştir. Kölelik ve zorla çalıştırma yasağının düzenlendiği 4. Maddede, Askeri mahiyetteki hizmetlerin zorla çalıştırma yasağını ihlal etmeyeceği belirtilmiş, kişi güvenliği ve özgürlüğünü düzenleyen 5. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine anayasal hatta anayasaüstü değer veren diğer bir yazar da Yüzbaşıoğlu’dur.
Disiplin cezalarına karşı idari başvuru yolunun etkili hukuki sonuç doğurabilmesi için, kanunlar tarafından öngörülmüş olması gereklidir. Ayrıca idari başvuruların yapılması, ilgili kanuni düzenlemelerde belirli bir süre şartına bağlanmışsa, bu süreler hak düşürücü süreler olduğundan süre şartına da uyulmalıdır. Bu sürelere uyulmadan yapılan başvurular, hukuki sonuç doğurmazlar[425]. Askeri adalet müfettişi bu soruşturma sırasında arama, tutuklama ve diğer tedbirler hakkında karar verilmesi için en yakın askeri mahkeme ve diğer yargı organlarından istemde bulunabilir. Askeri Hakimler için, disiplin soruşturması Milli Savunma Bakanının görevlendireceği bir Askeri adalet müfettişi marifetiyle yapılır.
Maddesine göre yapacağı yargısal denetim ve üçüncüsü; disiplin cezasının yok hükmünde sayılması için AYİM’de açılacak davada, AYİM tarafından yapılacak yargısal denetimdir. Görüldüğü üzere, amir, astını bir hatasından dolayı ikaz ve tenkit etmek, hatta azarlamak hususunda tamamen serbest olup, bu tasarruf kanunun amir hükmü gereği disiplin cezası sayılamaz. Yasa koyucu ceza veren makam bakımından kurul yada amir ayrımı gözetmeseydi basit bir şekilde disiplin cezalarının yargı denetimi dışında olduğunu belirtmekle yetinir, özellikle “…disiplin amirlerince verilen cezalar yargı denetimi dışındadır” ifadesini kullanmazdı. Sancaktar, AYİM disiplin kurulu kararlarının yargı denetimine kapalı olduğunu belirtmekte ise de[728] kanaatimizce disiplin kurulları tarafından verilen disiplin cezalarının yargı denetimine açık olduğunda hiçbir duraksama yoktur. Burada irdelenmesi gereken bir sorun, disiplin amirlerince verilen tüm disiplin cezalarının yargı denetimi dışında olup olmadığıdır. TSK’da disiplinin sağlanması bakımından amirlere disiplin cezası verme yetkisi tanınmıştır. Disiplin cezaları olarak, uyarı, izinsizlik, aylık kesilmesi, göz hapsi, oda hapsi, rütbenin geri alınması ve sıra harici hizmet cezaları verilebilmektedir. Maddesinde[533] astın kusur ve hatalarından dolayı bir üst tarafından tenkit ve azarlanmasının ceza sayılmayacağı belirtilmiştir. Ancak yukarıda belirtildiği üzere bu tenkit ve azarlama hakaret ve eziyet boyutlarına ulaşmayacaktır. Disiplin amirleri tarafından verilen göz hapsi ve oda hapsi cezaları askerlik süresinden sayılmaktadır.